Düşlemek ve Başarmak: Başak Yavuz

yazar Betiay Tepe
Başak Yavuz Kimdir

Muhteşem bir ses, sıra dışı bir yaklaşımdan doğan ve hayata farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayan sözler… Evet, Başak Yavuz’u dinlediğimizde farklı bir yolculuğa çıkıyoruz. Caz sanatçısı olmasının yanı sıra aranjör, yapımcı, eğitmen, radyo programcısı olan Başak Yavuz’un on parmağında on marifet olduğunu en içten şekilde söyleyebiliriz. Üstelik onun düşlediği ve gerçekleştirmek için çalıştığı pek çok projesi de yolda!

Müzik eğitimine ilkokul yıllarında başlayan Başak Yavuz için müzik hep önemli olsa da hayat onu farklı bir yöne çekmiş ve mimar olmuş. Üstelik bu alanda da oldukça başarılıymış ama Mimarlık-Restorasyon dalında yüksek lisans yaparken yepyeni bir sevda içerisinde bulmuş kendini: Caz müzik! Bu aşk, Başak Yavuz’un kendini New York’ta bulmasını sağlamış ve 2012’de Manhattan School of Music’ten “Caz Performans” dalında “Master of Music” derecesiyle mezun olmuş. Türkiye’ye döndükten sonra ise başarılı özel üniversitelerde öğretim görevlisi olarak akademik alanla tanışmış.

Ekim 2019 itibariyle iki albüm ve bir single çıkaran Başak Yavuz’un çeşitli albümlerde de yapımcı, aranjör, performans sanatçısı olarak imzası var. Düşlerini yaşadığı bu süreçte kendi plak şirketi “things&records”u açmasının yanı sıra beş yıl kadar Açık Radyo’da “Bi’ Şarkım Var” ve “Dünyanın Cazı” isimli programları hazırlayıp sunduğunu da not düşelim. Birçok ülkede gerek kendi müziğiyle gerek farklı projelerle sahne alan sanatçı, geçtiğimiz yıl Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Müzik ve Sahne Sanatları Bölümü’nde doktora çalışmalarına da başlamış. 

Şimdi, düşleyenlere ilham olacak Başak Yavuz’u daha yakından tanıma zamanı!

Başak Yavuz Kariyer Serüveni

Müzik ile küçük yaşlardan beri ilgileniyorsunuz. Fakat ilk olarak ne zaman “Müzik ile ilgili bir kariyerim olmalı.” dediniz?

Bunu ilk defa kendime ortaokul üçüncü sınıftayken itiraf ettim. Ancak hayata geçirmem çok uzun zaman aldı. 

Üniversitede müzik ile ilgili bir bölüm seçmek istediğinizi ama ailenizin yönlendirmesi ile mimarlık okuduğunuzu biliyoruz. Bu süreçte müzik ile nasıl bir ilişkiniz vardı?

Üniversiteye başlamamla birlikte ilk yıllarımda umutsuzluğa kapılmıştım. Müziğin hayatımdan tamamen koptuğunu düşünmüştüm. Hatta mimarlıkta yüksek lisans yapmak için Ankara’ya gitmiştim ve kendimi tamamen adayarak 4.0 ortalamayla mezun olmuştum. Ancak tez aşamamda İstanbul’a dönerek cazla tanıştım. Sonrasını biliyorsunuz zaten. 

Mimarlık mesleğini de çok sevdiğinizi ve “İyi ki böyle olmuş.” dediğinizi röportajlarınızda belirtiyorsunuz. Sizce mimarlık kariyeri ile müzik kariyeriniz arasında nasıl bir bağlantı var ve bu deneyim size ne kazandırdı?

Goethe’nin ünlü bir sözü var: Architecture is frozen music (Mimari donmuş müziktir). Öyle güzel ifade etmiş ki. Müziğin mimarlıktan farkı, yapısal olarak zaman kavramı içerisinde var olması. Yani içinde zaman olmayan müzikten bahsedemeyiz. Bir bakıma mimari de böyle sayılabilir çünkü bir yapı, içindeki ve çevresindeki yaşanmışlıkla anlam kazanır. Ancak zamanı durdurabilseydik yapı kalırdı, müzik ise var olmazdı. 

Mimarlık eğitimim sayesinde müzik teorisini öğrenmem bir haftamı aldı. Aranjman ve orkestrasyonu da çok hızlı olarak kavradım. Fakat tabii ki uygulama daha çok zaman alıyor.

Hepimiz, hayallerimizi gerçekleştirme yolunda çeşitli nedenlerle motivasyon kaybı yaşayabiliyoruz. Peki, siz kariyerinizi yeniden şekillendirdiğiniz süreçte hiç motivasyon kaybı yaşadınız mı? Yeniden gücünüzü toplamak ve motivasyonunuzu yükseltmek için hangi yöntemleri izliyorsunuz?

Motivasyon kaybıyla sizin de ifade ettiğiniz gibi mutlaka karşılaşılıyor. Hayallerime kavuşsam da hâlâ bu çetin zorlukla sıklıkla karşılaşıyorum. İnsanın hem kendi içindeki motivasyonu bulması hem de gerçeklerle yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorum, tıpkı Yüzüklerin Efendisi’nde Gandalf’ın Balrog’la yüzleşmesi gibi. Bunun sonrasında yol ortaya çıkıyor. Kalp doğru yerdeyse yoldan ilerlemek için cesaret, keskin bir bakış ve kondisyon gerekiyor. 

Kompozisyon hocamın bir tavsiyesi olmuştu: Don’t beat yourself; yani “Kendini hırpalama!”. Eğer motivasyon kaybı yaşadığım bir dönemdeysem biraz geri çekilip günde yalnızca küçük bir adım atıyorum. Yavaş ilerliyorum ama ilerliyorum. 

Başak Yavuz Düşleyenlere Tavsiyeler

Düşlemek ve düşlerinizi gerçekleştirmek için çalışmak sizin için ne anlam ifade ediyor? Bu süreçteki hislerinizi bizimle paylaşır mısınız? Ve şu anda gerçekleştirmek için çalıştığınız yeni bir hayaliniz var mı?

Düşlemek ve düşleri gerçekleştirmek için çalışmak o kadar saf ve güzel bir şey ki. Çalışmak… Tüm karanlığa rağmen. Yol kesenlere, haraç kesenlere, mafyaya, pis ve yapışkan bir ağla birbirine örülmüş çirkin ilişkilere rağmen bir şeyi sadece onu sevip istediğin için çalışmak, ortaya çıkarmak için çabalamak, bazen ortaya çıkaramasan da.

Bende hayal bitmez (umarım). “Yoklar” ismini verdiğim, Ursula K. Le Guin’e adadığım, içinde müzisyenler, dansçılar, kostümler, doğaçlamalar, görseller olan eserimi 2021’de sahnelemek için görüşmelerimiz devam etmekte. Onun dışında doktoradan hocam Doç. Dr. Emine Ceylan Ünal Akbulut sayesinde hayalini kurabildiğim ve gerçekleştirebildiğim Türkiye’nin ilk caz vokal metodu için yayınevleriyle görüşmekteyim. Ayrıca “Şiirden Şarkıya” ismini verdiğim bestelenmiş şiirlerden oluşan bir repertuar üzerine çalışmaktayım. Bu projeyle ilgili Ahmet Muhip Dıranas’ın şiirlerini bestelediğim “Muhip Bey” isimli çalışmamla ilk defa göz kırptım. Çok yakında Cahit Külebi’nin şiirlerini bestelediğim “Kırın Şairi” isimli çalışmam için kayda gireceğiz. 

Hayallerinizi besleyen ya da hayallerinizi gerçekleştirme yolunda sizi motive eden bir film, şarkı ya da bir eser var mıdır?

İlk süreçte muhtemelen okuyucularımızın da bildiği “Shine” isimli film beni çok motive etmişti. Artık başarı hikayelerinin anlatıldığı filmler beni o kadar motive etmiyor. Çünkü başarının sonrası da var. Yapmak istediğin şeyi yaptığında başlıyor asıl savaş. Bunun için beni en çok motive eden, güzel bir şey olduğunda kalpten “Hayırlı olsun” denilmesi, olmasını istediğim bir şey olmadığında yine kalpten “Sağlık olsun” denilmesi, kısacası yanımda paylaşabileceğim samimi insanların olması. Hele ki ihtiyacınız olduğunda bir yardım eli uzanması ya da ihtiyacı olana yardım eli uzatmak; en çok bu motive ediyor. 

Koşullar ne olursa olsun düşleyenlere ve düşlerini gerçekleştirmek için çalışanlara ne önerirsiniz?

Cümleniz gereğince zaten çalışıldığını varsayıyorsak, kalpten önerim, koşulları iyi tayin etmektir. Hayal kurmak çok güzeldir ama boş hayal kurmak zaman kaybıdır. Bu dünyada zamanımız kısıtlıdır. Hayalleri gerçekleştirmek için plan da yapmak lazımdır. Bir de insanın etrafında iyi niyetli, samimi ve vizyon sahibi insanları barındırması da bir sanattır. Çünkü iş nereye varırsa varsın, paylaşılabildiğinde anlamlıdır. 

Benzer Yazılar