Günlük hayatımızda pek çok uyarana maruz kalıyoruz. Bu uyaranlardan birçoğu artık hayatımızın bir parçası haline gelmiş dijital dünyadan kaynaklı. Dünyada yaşanan gelişmeleri ve sosyal medyadaki paylaşımları takip etmek gibi farklı ihtiyaçlarımızı karşılamanın yanı sıra mobil uygulamalardan gelen sayısız bildirimlerle de cep telefonlarımızı, gün içerisinde elimizden bırakamıyoruz. Böyle bir durumda da bağımlı bir hayata geçiş yapmamız ise kaçınılmaz.
Ancak dijital dünyaya doğru attığımız her adım, gerçek hayattan daha çok uzaklaşmamıza sebep oluyor. Tabii ki her alanda dijitalleşme devam ettikçe de bu dünyadan tamamen kopmak neredeyse imkansız hale geliyor. Çünkü aslında işte, alışverişte, arkadaşlarımızla iletişim kurarken dijital dünyanın bizlere sunduğu imkanlardan yararlanıyoruz. “Peki, dijital dünyadan kopmak imkansız ise bu dünya ile ilişkimizi dengelemek için ne yapmak gerekli?” diye düşünüyorsanız dijital minimalizm kavramı ile tanışmanızın zamanı geldi.
O halde gelin, dijital dünya ile ilişkimize farklı bir perspektif sunan dijital minimalizm nedir, incelemeye başlayalım.
Dijital Minimalizm Ne Demek?
Dijital minimalizm kavramını daha iyi anlamak için öncelikle minimalizmi açıklamakta fayda var. Sanat, dekorasyon, mimari gibi pek çok alanda karşımıza çıkan minimalizme bir sadeleşme akımı demek mümkün. Minimalizmde nesnelerin sadece nesne olma özelliği ön plana çıkarılarak karmaşaya sebep olabilecek her şeyden uzaklaşmanın ve gerçekten ihtiyaç olanlarla yetinmenin gerekliliği üzerinde durulur. Buna göre dijital minimalizm de dijital dünya ile etkileşimi sadeleştirme ve sadece verimli olacak şekilde dijital araçları kullanma olarak tanımlanabilir.
Dijital minimalizm kavramını ortaya çıkaran Cal Newport; “Dijital Minimalizm” kitabında bu kavramı: çevrimiçi vaktinizi değer verdiğiniz şeylere faydası dokunan, titizlikle belirleyip optimize ettiğiniz az sayıdaki faaliyete odaklı halde geçirmenizi ve geri kalan her şeye gönül rahatlığıyla sırt çevirmenizi öngören bir teknoloji kullanımı felsefesi olarak tanımlıyor. Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi dijital minimalizm; dijital dünyaya sırtını çevirmek değil, sadece bu dünya ile sınırlarını belirleyerek daha verimli vakit geçirmenin yolunu bulmak olarak açıklanabilir.
Dijital Minimalizmin İlkeleri Nelerdir?
Dijital minimalizm, dijital dünyanın faydalı ve verimli noktalarını hayatımıza almamız gerekliliği üzerinde durarak daha sade ve bilgi kirliliğinden uzak bir yaşamın kapılarını aralıyor. Bu kapıdan içeri girip dijital dünya ile sınırlarımızı çizmek için de dijital minimalizmin ilkelerine dikkat etmek oldukça önemli. Peki, bu ilkeler nelerdir?
Cal Newport’a göre dijital minimalizmin ilkelerini şu şekilde sıralamak mümkün:
- Dijital dağınıklığı fark etmek: Günlük yaşantımızda pek çok uygulama, elektronik cihaz ve online hizmet kullanıyoruz. Ama bunların hangileri gerçekten hayatımızda verimli bir yer kaplıyor? Newport, bu denli çok dijital seçenek kullanmanın dikkat eksikliği ve daha önemli işlere odaklanamama sorununu ortaya çıkaracağını söyleyerek dijital dünyadaki varlığımızı gözden geçirmemiz gerektiğini savunuyor.
- Optimizasyon: İlk ilke farkındalığı artırmaya odaklanırken bu ilke, artık dijital minimalizme giriş diyebiliriz. Çünkü burada önemli olan, dijital dağınıklığın giderilmesi için adımlar atmak. Örneğin sıklıkla tercih edilmeyen uygulamaları silmek ve sık kullanılan uygulamalar için de zaman kısıtlaması getirmek, optimizasyon ilkesinde yapılması gerekenler arasında.
- İyi bir planlama yapmak: Dijital dünya ile sınırlar belirlendikçe tabii ki gerçek hayata daha çok zaman ayırmak mümkün. Ancak bu zamanı iyi bir şekilde değerlendirmenin yolu iyi bir planlama yapmaktan geçiyor. Dijital minimalizmin son ilkesinde de hem dijital alanı hem de gerçek hayatı verimli bir şekilde yürütmek için planlama yapılması gerekliliği üzerinde duruluyor.
Dijital minimalizmin ilkelerinden de anlaşıldığı gibi bu felsefe; dijital dünya ile bağınızı tamamen koparmayı değil, sadece sınırlar çizerek daha verimli bir şekilde kullanmayı savunuyor. Bu nedenle de dijitalleşmenin hayatımızın bir parçası olduğu günümüz dünyasında daha uygulanabilir bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.
Dijital Minimalizm Nasıl Uygulanır?
Dijital minimalizmi hayatınızın bir parçası haline getirmek için ilk adım tabii ki farkındalık. Elektronik cihazlar ya da uygulamalarda günlük harcadığınız zamanı çıkarıp bu zaman içerisinde elektronik cihazları ve uygulamaları ne kadar verimli kullandığınızı sorgulayarak dijital minimalizme doğru bir adım atabilirsiniz.
Dijital dünya ile ilişkinizi sorgulamaya başladıysanız şimdi uygulama zamanı. “Peki, nasıl uygulayacağım?” diyorsanız da dijital minimalizmi uygulamak için dikkat etmeniz gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:
- Elektronik cihaz ve sosyal medya kullanımına belirli bir zaman ayırın. Örneğin sadece sabah ve akşam 1 saat olacak şekilde sosyal medya mecralarını kontrol edin. Ayarladığınız bu zaman planına uyarak fazla kullanımın önüne geçebilirsiniz.
- Mobil cihazınızda bulunan her uygulamayı aktif ve verimli bir şekilde kullanıyor musunuz? Kullanmadığınız ya da size bir fayda sağlamayan uygulamaları telefonunuzdan kaldırın. Çünkü bu uygulamaları kullanmasanız bile uygulamaların bildirimleri, dikkatinizin dağılmasına ve odağınızın kaymasına sebep olabilir.
- Anlık bildirim almanın önemli olmadığı uygulamalar için bildirimlerinizi kapalı tutun. Çünkü bildirimin içeriği o anda size fayda sağlamayacak olsa bile anlık olarak dikkatinizin dağılmasına neden olabilir. Bu nedenle uygulamalar arasında anlık bildirim önemli olup olmadığına göre bir ayrım yaparak bildirim ayarlarınızı düzenleyebilirsiniz.
- Elektronik cihazlar ve uygulamalar için seçim yaptığınız gibi sosyal medya mecralarında takip ettiğiniz hesaplar arasında da ayrım yapmanızda fayda var. Çünkü sosyal medya ile hiç olmadığı kadar çok insanın hayatı hakkında bilgi sahibiyiz. Bu bilgiyi kısıtlamak, sosyal medyayı sadece gerçek hayatınızın bir uzantısı olarak ve fayda odaklı kullandığınız müddetçe bu bilgi bombardımanını minimum seviyeye düşürmeniz mümkün.
Tüm bu adımları hayatınızın bir rutini haline getirerek dijital minimalizm felsefesini benimseyebilir ve dijital dünya ile sınırlarınızı verimli kullanım temelinde çizebilirsiniz. Aksi takdirde özellikle sosyal medyanın yoğun kullanımından kaynaklı olarak psikolojinizi olumsuz yönde etkilemeniz mümkün.
Sosyal medya kanallarını takip etmekten kendinizi alamıyor ve kontrol etmediğinizde bir şeyleri kaçırdığınızı düşünüyorsanız FOMO kavramı ile tanışmalısınız. Çünkü FOMO, aslında dijital minimalizmin hepimiz için bir tercihten öte gereklilik olduğunu gösteren bir konu. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz “Sosyal Medyanın Psikolojimize Etkisi: FOMO Nedir?” yazımızı okuyabilirsiniz.
MAPFRE Sigorta