Doğulan yer gibi maddi sınırlar ya da kendine güvensizlik gibi manevi sınırlar… Var olduğunu düşündüğümüz sınırlar, hayallerimize ulaşmak için çıkacağımız ya da çıktığımız yolda bizi olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Fakat aslında gerçekten inanırsak, hayallerimizin peşinden koşarsak ve o hayal için pes etmeden çalışırsak ulaşamayacağımız şey yok. Mesela “efsane olmak için engel tanımayan, dünyaca ünlü müzisyenleri” anlattığımız yazımızda yer verdiğimiz isimler sizin için bu yolda en büyük ilhamlardan biri olabilir! Daha fazlasına ihtiyaç duyanlar için ise keşifleri ve vizyonları ile müzik dünyasına yepyeni bir soluk getiren iki Türk müzik insanını daha yakından tanımanın tam zamanı: Ahmet Ertegün ve Arif Mardin!
Müzik Aşkı, Efsanevi Bir Müzik Adamı Olmasını Sağladı: Ahmet Ertegün Kimdir?
31 Temmuz 1923 yılında İstanbul’da doğan ve çocukluğunda, babasının işi dolayısıyla, farklı ülkelerde yaşamış olan Ahmet Ertegün, kariyerinin şekilleneceği Amerika Birleşik Devletleri’ne 1935 yılında gitmiş. Babasının Washington’a Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi olarak atanmasının ardından Ahmet Ertegün, abisi Nasuhi Ertegün ile birlikte bu yıllarda farklı tarzlarda müzikler dinleyip müzik kültürünü geliştirmiş.
Hayat çoğu zaman güzelliklerle dolu olsa da bazı zamanlarda, yaşamak istemediğimiz durumları deneyimlememize de neden olabiliyor. İşte, Ahmet Ertegün de bu durumu 1945 yılında babasının vefatıyla yaşamış. Bu vefatın ardından ailesi Türkiye’ye dönmüş ama o ve abisi yine de hayatın devam ettiğini düşünüp Amerika’da kalmış; hayallerini süsleyen müzik dünyasına dâhil olmayı tercih etmişler.
1947 yılı ise bu hayal için somut adım atılan bir yıl… Aile dostları olan bir diş hekiminden alınan 10 bin dolar, ileriki yıllarda pek çok efsanevi müzisyenin doğuşuna ya da daha çok büyümesine vesile olacak Atlantic Records’un kurulmasını sağlamış.
Grammy Ödülü kazanmış olan Ahmet Ertegün’ün kariyerinin ne kadar başarılı olduğunu anlamak için aslında ödüle bile gerek yok; yapımcılığını yaptığı ve ün kazanmalarında büyük katkı sağladığı isimleri sıralamak bile yeter… Aretha Franklin, Ella Fitzgerald, Stevie Wonder, Rolling Stones, Led Zeppelin, Miles Davis gibi isimlerin yanı sıra, “blues müziğin dehası” Ray Charles da Ahmet Ertegün’ün deneyimleri ile yeteneğini birleştirmiş. Ray Charles’ın hitlerinden biri olan Mess Around ise bir Ahmet Ertegün şarkısı! Bu arada pes etmemeniz gerektiğini gösteren 6 biyografik film önerimizden biri olan “Ray”de Ahmet Ertegün ile Ray Charles’ın tanışma ve çalışma hikayesini izleyebileceğinizi de not düşelim.
29 Ekim 2006’da New York’ta verilen Rolling Stones konserinde, düşüp kafasını çarpması sonucunda yoğun bakıma alınan ve 14 Aralık 2006’da ise hayatını kaybeden Ahmet Ertegün, maddi ve manevi olarak hayata yenik düşmemeyi hepimize gösteren başarılı isimlerden sadece biri!
Kariyerini Yeniden İnşa Etmesi Efsane Olmasını Sağladı: Arif Mardin Kimdir?
15 Mart 1932 yılında İstanbul’da doğan Arif Mardin, hep müzikle ilgilenen bir genç olmasına rağmen, kariyerini ekonomi alanında ilerletmek istemiş ve London School of Economics’ten mezun olmuş. Fakat müzik aşkı gitgide artmaya başlamış ve 1956 yılında yaptığı üç düzenleme demosunu, Amerika Birleşik Devletleri’nde bir radyoda çalışan arkadaşına yollamış. Bu düzenlemeler ise Arif Mardin’in Berklee College of Music’e girmesini sağlamış.
Aldığı eğitimin ardından 1963 yılında Atlantic Records’ta çalışmaya başlayan Arif Mardin, Ahmet ve Nasuhi Ertegün ile uzun çalışmalarının ardından, 2001 yılından itibaren kendi şirketi olan Manhattan/EMI Records için çalışmaya başlamış.
Hayallerine ulaşmak için kariyerini yeniden şekillendirmek için cesaret göstermesi ise 11 Grammy Ödüllü, adını müzik dünyasına altın harflerle kazıyan bir müzik adamı olmasını sağlamış. Norah Jones, Diana Ross, Bette Midler, Bee Gees, Barbra Streisand, Phil Collins, Aretha Franklin gibi isimlere çalışan Arif Mardin, pankreas kanseri nedeniyle 25 Haziran 2006 yılından aramızdan ayrıldı. Bu arada Arif Mardin’in, ilham veren TEDx konuşmaları önerilerimizde yer alan isimlerden biri olan ve halkla ilişkiler mesleğini ülkemize getiren Betûl Mardin’in kardeşi olduğunu not düşmeden geçmeyelim.
Elbette ki bu iki ismin başarıları oldukça aşikâr. Fakat biz başarıya ulaştıkları yola farklı bir gözle bakmak istiyoruz. Ya Ahmet Ertegün “Maddi imkânsızlıklar var, ülkeme döneyim.” deseydi? Ya da Arif Mardin “Nasıl olsa bir mesleğim var, hiç bilmediğim bir alanda ilerlemek için yeterli değilim.” diye düşünseydi? İşte o zaman, hem kendilerini gerçekleştiremez hem de bir ihtimal bugün severek dinlediğimiz isimlerden birkaçının varlığından bile haberdar olmayabilirdik.
Siz de istediğiniz alanda başarı kazanabilir, hayallerinize ulaşabilirsiniz. Yeter ki kendinize aslında olmayan sınırlara inandırmayın ve pes etmeyin! Hayat pes etmeyince güzel!