“Nasıl Akademisyen Olunur?” Diyenlerin İzlemesi Gereken 4 Adım

Konfüçyüs’ün “Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmış sayılmazsınız.” sözünü duymuşsunuzdur. Gerçekten de öyle! Eğer işinizi sevmiyorsanız işe gitmek ve mesleki sorumluluklarınızı yerine getirmek sizin için bir eziyete dönüşebilir. İşte, tam da bu sebeple hayalinizdeki mesleği yapmanız çok önemli.

Eğer hayaliniz başarılı bir akademisyen olmak ve hayatınızı bu doğrultuda yaşamak ise doğru yerdesiniz. Çünkü şimdi, “Akademisyen olmak istiyorum.” diyenlerin izlemesi gereken 4 adımı paylaşacağız. Haydi, başlayalım!

1. Üniversitede Bölüm Tercihinizi İlgi Alanınız Doğrultusunda Yapın

Öncelikle “Akademisyen kime denir?” sorusunun yanıtını verelim. Akademisyen, üniversitelerde eğitim veren ve belli konuda/konularda uzmanlaşmış olan öğretim görevlileridir. Fakat üniversitede eğitim veren her hoca akademisyen olmayabilir. Akademisyen olabilmek için bazı şartların yerine getirilmesi gerekir.

Akademisyen olmanın öncelikli şartı, lisans eğitiminizi tamamlamak ve ardından yüksek lisans ile doktora yapmaktır. Eğer akademisyen olmak istediğiniz bölümden tamamen farklı bir lisans eğitimi görürseniz eğitiminiz uygun olmadığı için akademik olarak hayal ettiğiniz bölümde bir kariyer çizemeyebilirsiniz.

Örneğin lisans aşamasında konservatuarda müzik eğitimi alıp tıp fakültesinde akademisyen olmak mümkün değildir. Zaten kulağa da tuhaf geliyor, öyle değil mi? Bu sebeple mesleğinizde uzmanlaşacağınız bölümü lisans aşamasında seçmek faydalı olacaktır. Eğer üniversite sınavında istediğiniz bölümü seçecek puan alamadıysanız bir daha hazırlanıp sınava girmeyi düşünebilirsiniz. Ne de olsa seçeceğiniz bölüm, akademisyenlik kariyerini de düşününce sizin hayatınız olacak!

2. Uzmanlık Alanınıza Lisans Seviyesinde Karar Verip Kendinizi Geliştirin

Lisans eğitimi sonrasında yüksek lisans ve doktora yapmanın, akademisyen olmanın şartlarından olduğuna değinmiştik. Lisans eğitiminde sıkı bir şekilde çalışmanız, diploma notunuzu yüksek tutmanız ve gelecekte çalışacağınız alanı lisans eğitimi sırasında belirlemeniz faydanıza olabilir.

Yüksek lisans için kabul şartlarından biri diploma notunuzdur. Pek çok üniversite başvuru için 2,50 diploma notunu yeterli görse de bazı üniversiteler diploma notunun en az 3,00 olmasını isteyebilir.

Peki, uzmanlık alanınız ne olacak? Yüksek lisansta ve doktora da tezinizi ne üzerine yazacaksınız? Bu gibi konulara karar vermek için lisans süreci biçilmiş kaftan olabilir.

Mesela bir iletişim fakültesinde, Reklamcılık bölümünde eğitim gördüğünüzü düşünelim. Uzmanlaşmak istediğiniz alan reklam analizleri mi olacak, yoksa reklam araştırma yöntemleri mi? Dijital reklamcılık üzerine mi çalışmak istiyorsunuz, yoksa gönlünüz TV reklamlarını da içine alan geleneksel reklamcılıkta mı?

Lisans eğitiminizde aldığınız dersler doğrultusunda ilgi alanlarınızı daha spesifik bir şekilde belirleyebilir, uzmanlaşmak için araştırmalar ve okumalar yapıp yolculuğunuza emin adımlarla başlayabilirsiniz.

3. Sınavlara Hazırlanın

Lisans eğitimini başarılı bir şekilde yüksek bir not ortalaması ile tamamladınız. Şimdi ise sırada yüksek lisansa başvurmak var.

Yüksek lisansa başvurabilmeniz için başvurduğunuz fakültenin istediği minimum diploma notuna sahip olmanız yeterli değil. Bunun yanı sıra YDS, YÖKDİL gibi yabancı dil sınavlarından ve ALES’ten yeterli puanı almanız gerekir. Taban puan ALES için en az 70, YDS için ise 50 kabul edilse de bu sınavlardan ne kadar yüksek puan alırsanız başvurunuzun başarıyla sonuçlanma şansı o kadar artar.

Bu sınavların yanı sıra üniversiteler, yüksek lisansa katılacak öğrencileri belirlemek için yazılı ve sözlü sınav yapabilirler. Bunlara da hazırlıklı olmanız şart!

1,5-3 yıl arası sürebilen yüksek lisans sonrasında doktora başvurusu yapmanız gerekir. Doktora için de ALES ve yabancı dil sınavlarınızın puanına ihtiyaç vardır. Bunun yanı sıra üniversitelerin yazılı ve sözlü sınavları da kabul şartlarındandır.

4. Kendinizi Geliştirmekten ve Araştırmaktan Hiç Vazgeçmeyin

Yüksek lisans ve doktora eğitiminde dilerseniz üniversite kadrolarında açılan araştırma görevlisi pozisyonlarına başvurabilir ve kabul durumunda üniversite kadrolarında görev alıp mesleğinizi yapmaya başlayabilirsiniz.

Tam da bu noktada akademisyenliğin sadece üniversitede derslere girmek olmadığının altını çizmek isteriz. Bilimsel araştırmalara katılmak, bu doğrultuda makale, kitap gibi yazılı içerikler oluşturmak, ders içeriklerini ve planlamalarını hazırlamak, öğrencilere danışmanlık hizmeti vermek de akademisyenlerin görevleri arasındadır. Yani “Akademisyen olmak zor mu?” sorusunun yanıtının uzun ve yoğun çalışma ile sürekli kendini geliştirmekten geçtiğini söylemek mümkün.

Bu yolda elbette bazı dönemlerde her şey istediğiniz gibi gitmeyebilir; ama en önemli olan şey pes etmemek. Dilerseniz hayalleri gerçekleştirmek için izlenmesi gereken adımlar yazımıza göz atarak hayalinize giden yolda size yardımcı olacak diğer önerilere de ulaşabilirsiniz.

İpucuKariyer