İklim değişikliği, doğal kaynakların tükenmesi, gelir eşitsizliği, toplumsal cinsiyet eşitliği konularında farkındalığımız arttıkça hepimizin aklında tek bir soru beliriyor: “Dünyanın geleceği nereye gidiyor?” Bu sorunun cevabı ise sürdürülebilirlik kavramını karşımıza çıkarıyor. Bu kavrama günlük hayatınızda denk gelseniz de sürdürülebilirlik için neler yapmamız gerektiğini, sürdürülebilir bir kalkınmanın gerekliliklerini tam anlamıyla biliyor musunuz? Gelin, dünyanın geleceği için neler yapmamız gerekli, sürdürülebilirlik kavramı neleri kapsıyor hep beraber bakalım.
Sürdürülebilirlik Kavramı Nereden Gelir?
Sürdürülebilirlik kavramı, özellikle çevre ve iklim konularında sıklıkla karşımıza çıkan bir kavram. Ancak bu kavram, sadece çevresel değişim ve gelişmelerle sınırlı değil. BM Dünya ve Çevre Kalkınma Komisyonu sürdürülebilirlik kavramını; “Gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden bugünün ihtiyaçlarını karşılayan kalkınma.” olarak tanımlıyor. Tanımdan da anlaşılacağı gibi sürdürülebilirlik çevre, ekonomi ve sosyal kalkınmanın bir bütünü.
Sürdürülebilirliğin 3 Boyutu
Sürdürülebilirlik, kaynakların sınırlı olmasından yola çıkarak, uzun vadeli önceliklere ve kaynakların kullanılma biçimlerine göre gelecekteki sonuçları göz önünde bulundurarak akıllıca kullanılması gerektiğini varsayar. Sürdürülebilirliğin bu geniş kapsamı ile kalkınma uygulamalarına farklı perspektiflerden bakmak gerekir. Bu durum, sürdürülebilirliğin üç boyutunu oluşturur.
Çevresel Sürdürülebilirlik: Ekosistemin bütünlüğünü desteklemek için çevresel faktörlerin korunması ve kaynakların sınırlı bir şekilde tüketilmesi gereklidir. Bunun için karbon ayak izini azaltmak, çevreye duyarlı üretimi desteklemek ve geliştirmek, enerji ve su tasarrufu, geri dönüşüm, sürdürülebilir kalkınmanın çevresel boyutudur.
Ekonomik Sürdürülebilirlik: Sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma için dünyanın her yerindeki insanların ekonomik açıdan özgürleşmesine, işletmelerin adil ve yeşil yatırımlarla ekonomiyi desteklemesine ve mevcut kaynakların korunarak güvenli bir şekilde ihtiyaçların karşılanmasına odaklanılır.
Sosyal Sürdürülebilirlik: Tüm insanların ayrımcılık olmaksızın eşit haklara sahip olabilmesi hedefine uygun olarak eğitim, sağlık, toplumsal cinsiyet eşitliği gibi hayatın her alanında sosyal haklara ulaşım ve sosyal gelişim desteklenmelidir. Evrensel insan hakları temelinde tüm insanların yeterli kaynağa ulaşabilmesi, sağlıklı ve güvende olması için yapılan çalışmalar, sosyal sürdürülebilirlik çalışmalarıdır.
Sürdürülebilirlik, çevre ve iklim politikalarında ön plana çıkan bir terim olsa da görüldüğü üzere bu kavram, daha geniş kapsamlı ve toplumun her alanına etki eden planlamaları içeren bir kavramdır. Bu nedenle sürdürülebilir bir planlama için tek bir açıdan değil, çok yönlü bakılmalıdır.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Nelerdir?
Birleşmiş Milletler tarafından ortaya konulan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Türkiye dahil tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunları çözümlemeyi hedefler. 2030 yılına kadar bu amaçların hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bu nedenle amaçlar doğrultusunda tüm insanların, kurum ve kuruluşların sürdürülebilirlik konusunda bilgilendirilmesi ve sürdürülebilirliği destekleyici projelerin yaygınlaşması oldukça önemli.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları içerisinde 17 tane amaç bulunuyor. Bu amaçlar, sürdürülebilirliğin bütünsel yaklaşımını ortaya koyuyor. Peki, 2030 yılına kadar gerçekleştirilmesi planlanan bu amaçlar nelerdir? BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şu şekilde:
Görsel kaynak: https://turkiye.un.org/tr/sdgs
Sürdürülebilirliğin Önemi
Sürdürülebilir kalkınma hedefleri bağlamında devlet, kurum ve kuruluşlar hem bugünü hem de geleceği kapsayan çeşitli politikalar ve uzun vadeli çözümler üretir. Kısacası ekonomik, sosyal ve çevresel faktörler kapsamında üretilen her bir çözüm planının sürdürülebilir olması için gelecekteki etkisi de göz önünde bulundurulmalıdır.
Dünyadaki yaşam standartları gün geçtikçe değişmeye ve gelişmeye devam eder. Ancak bu gelişim, sadece insan ve belirli bir sınıf odaklı olmamalı, yaşanabilir bir dünyanın varlığı ve gelecek nesillerin refahı için sürdürülebilirlik dikkate alınmalıdır. Her canlı sağlıklı, güvenli ve refah içerisinde yaşama hakkına sahiptir. Atılan her adımda hayatın devamlılığı için en küçük mikroorganizmanın bile düşünülmesi gereklidir.
Tüketim kültürünün gittikçe yaygınlaştığı ve kolektif bilincin azaldığı günümüz dünyasında bireysel kalkınma, sosyal, ekonomik ve çevresel açıdan gelişime yeterli değildir. Örneğin, bir fabrikanın çevreye duyarlı olmayacak şekilde üretim yapması fabrikanın kazancı açısından bir sorun teşkil etmezken çevre ve yaşam açısından büyük sorunlara yol açar. İşte, sürdürülebilir kalkınma ve buna bağlı olarak yapılan projeler, çocuklarımıza ve torunlarımıza daha iyi bir dünya bırakabilmemizi sağlar.
Sürdürülebilir Bir Çalışma Modeli Nasıl Oluşturulur?
Günümüzde birçok şirket, sürdürülebilirlik uygulamalarını temel iş modellerine entegre etmeye çalışıyor. Bu durum, sürdürülebilirlik kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için atılması gereken bir adımdır. Ancak sürdürülebilir bir iş modeli oluştururken kontrollü ve dikkat edilmesi gerekenlere göre ilerlemek önemlidir.
Çalışma modeline, üretime ve finansal süreçlere sürdürülebilir uygulamaları entegre etmenin ilk adımı, işletme içerisindeki zayıf noktaları belirlemektir. Örneğin, sürdürülebilir kalkınma bilinci ile bir şirket çok fazla atık ürettiğinin veya işe alım uygulamalarının çevredeki topluluklara zarar verdiğinin farkına varabilir. Bu ilk adımdan sonra şirket, hedeflerini ve başarıyı ölçmek için kullanacağı metrikleri çıkarmalıdır. Hedeflere ulaşıp ulaşamadığını objektif olarak ortaya koymak için net bir hedefin ve ölçüm kriterlerinin belirlenmesi gereklidir. Örneğin, kadınların çalışma hayatında varlığını artırmak için çalışan çeşitliliği açısından bir yüzdelik belirlenerek işe alımlarda fırsat eşitliği sağlanabilir. Son adımda şirket büyüdükçe hedeflerin büyüyeceğini de dikkate alarak bu uygulamaların sonuçları değerlendirilmelidir.
Bir iş modelinde sürdürülebilirlik hedefleri belirlenirken bu hedeflerin sadece bilgide kalmamasına özen gösterilmelidir. Bilgi ile eylem arasındaki uçurum hedeflere ulaşmayı engellediği gibi şirket imajını da olumsuz yönde etkiler. Herkes açısından olduğu gibi kurum ve kuruluşlar açısından da sürdürülebilirlik için somut adımların atılması şarttır.
Sürdürülebilirlik için Neler Yapılabilir?
Düşünmeden yaptığımız ve belki de küçük gibi görünen bir eylem, dünyanın geleceğini etkiliyor olabilir. Bu nedenle atılan her bir adımda “Sürdürülebilir bir gelecek nasıl olur?” diye düşünmek oldukça önemli. Yaşam tarzı, üretim, çalışma hayatı, tüketim gibi pek çok konuda değişim ile sürdürülebilir bir dünya yaratmak mümkün. Bunun için de hem bireylerin hem de şirketlerin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerekiyor. Hayatımıza katacağımız değişikliklerle sürdürülebilir bir dünya yaratmak mümkün. Peki, neler yapılmalı?
- Tükenebilir fosil kaynaklar yerine güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları tercih edilmeli. Yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretimi sağlanmalı ve karbon emisyonu azaltılmalı.
- Enerjinin ve suyun tükenebileceği bilincinde enerji ve su tasarrufu yapılmalı. Hem üretim esnasında kullanılan elektrik ve su hem de evlerimizdeki kullanım olmak üzere bireysel ve kamusal alanlarda tasarrufa dikkat edilmeli.
- Atık yönetimi yapılarak tüketim odaklı değil, geri dönüşüm odaklı bir yaklaşım benimsenmeli. Atıkların çevreye verdiği zararı azaltmak için tekrar kullanılabilecek atıklar, geri dönüştürmeli. Kullanılmayacak olanlar ise çevreye zarar vermeden ortadan kaldırılmalı.
- Ulaşım için çevreye duyarlı seçenekler tercih edilmeli. Bireysel olarak bakıldığında kısa mesafede araba yerine bisikleti tercih etmek, sürdürülebilir bir yaşam için örnek verilebilir. Ancak motorlu taşıt sektörü de bu konuda dikkat etmeli ve araçlarda kullandıkları teknolojileri, çevreye dostu teknolojilerle değiştirmelidir.
- Her çocuğun ve gencin eğitime erişimi desteklenmeli ve farkındalık yaratmak için eğitim kurumlarının müfredatına sürdürülebilirlik konusu eklenmeli.
- Her insanın ekonomik özgürlüğünü kazanabilmesi için kurum ve kuruluşlar tarafından iş imkanları oluşturulmalı. Sadece iş imkanı değil, çalışma şartlarında da eşitlikçi yaklaşım benimsenerek gelir ve emek adaletinin sağlanmasına dikkat edilmeli.
- Ayrımcılık olmaksızın her insanın eşit haklar çerçevesinde sağlık hizmetlerine ulaşması için çalışmalar yapılmalı.
Geleceğimiz için yapabileceğimiz çok şey var. Önemli olan sürdürülebilirlik farkındalığında ilerleyebilmek ve sürdürülebilir kalkınmanın gerektirdiği gibi daha bütüncül gelişmelere adım atabilmek. Tabii ki atılan her bir adım, geleceğe umutla bakmamıza yardımcı oluyor. Ancak kalıcı çözümler üretmek için çevresel, ekonomik ve sosyal olmak üzere sürdürülebilirliğin tüm boyutlarında uygulamalar geliştirmeliyiz. Sürdürülebilir bir dünya için hep birlikte hareket etmeli ve geleceği güvenle inşa etmeliyiz.
MAPFRE Sigorta