Size ilham verecek, hayatınıza renk ve hareket katacak önerilere ve ipuçlarına ulaşmak için tıklayın!
Tiyatronun büyülü bir dünya olduğunu 5-6 yaşlarında, televizyonda izlediği siyah-beyaz tiyatro klasiklerini izleyerek keşfetmiş biri… Tiyatroya duyduğu aşk, başarılı bir oyuncu olmasını sağlamış ve deneyimleri ona bir diğer hayat amacını keşfetmede yardımcı olmuş: Tiyatroyla tanışmamış ya da tiyatro yapmanın verdiği hazzı yaşayamamış insanlara dokunmak, onlara yepyeni bir yaşam umudu vermek!
Televizyonda izlediği tiyatro eserleri ona yol göstermiş olacak ki Vedat Murat Güzel, ilk gösterilerini, Çocuk Gelişimi Bölümü okuyan ablasının yapmış olduğu kuklalarla gerçekleştirmiş. Yıllar geçince ve gençlik dönemini yaşamaya başladığında ise daha derine dalmış ve Edebiyat Fakültesi’nde okuyan bir diğer ablası ile edebiyatı, yazarları ve tiyatro kuramlarını daha yakından tanımaya başlamış. Kendisi ise o dönemi ve bugünü “Çocukluğumdan beri tek derdim, işim, zevkim tiyatro oldu. Ne mutlu ki bu yaşıma kadar da hiçbir ek iş yapmadan, keyifle hayatımı kazandım ve bu eğlencemi sürdürebildim.” diyerek anlatıyor. Ayrıca kendisini bulmasını ve öz güvenini kazanmasını da tiyatroya borçlu olduğunu söylüyor.
Vedat Murat Güzel’in kariyerinin, başarı bir tiyatro oyuncusu olmanın yanı sıra hayatlara dokunan bir tiyatro eğitmeni olarak evrilmesi ise kısa aralıklarla ne yazık ki pek çok üzücü olay yaşaması ile olmuş. Kısa aralıklarla annesini, babasını ve abisini kaybetmesinin ardından Vedat Murat Güzel; insanlara dokunarak, onlara yardım ederek ve onları anlamaya çalışarak acısıyla baş edebilmiş. Yaşadıkları ona tiyatronun amacı değil, aracı olması gerektiğini göstermiş. Ardından hayatlarında hiç sanatla buluşmamış, buluşamamış nineler, çocuklar, gençlerle çalışmaya koyulmuş. İşte, bu keşif; sadece kendi hayatının değil, dokunduğu pek çok hayatın ilham verici yaşanmışlıklara evrilmesini sağlamış.
Mesleğinizi çok sevdiğinizi biliyoruz. Peki, kariyerinizi tiyatro oyuncusu olarak şekillendirmeye ne zaman karar verdiniz? Tiyatro oyuncusu olmayı düşlediğiniz dönemde herhangi bir zorlukla karşılaştınız mı? Eğer karşılaştıysanız bu zorlukları nasıl aştınız?
5-6 yaşlarında gözünü kırpmadan, televizyondaki tiyatro oyunlarını izleyen bir çocuktum. İzlediğim tiyatro klasikleri usta oyuncular tarafından başarıyla sergileniyor ben de her kareyi beynime kazıyordum. 8 yaşıma geldiğimde tüm klasikleri ezbere biliyordum. Oyunculuklara hayrandım ve kararım şekillenmişti: Tiyatro! Sonra ablamın kuklaları ile gösteriler yapmaya ardından tek kişilik oyunlar yazıp oynamaya başlamıştım bile. Tiyatro ile yatıp kalktığım için ailemden ciddi uyarılar alıyordum. Çevrem de derslerime yönelmem konusunda uyarıp duruyordu. Derslerim de kötüye gidiyordu. Bir süre bocaladıktan sonra bize oyunlarla, hayallerle hep yaşamın pozitif, umut dolu yolunu öğreten annem gibi yaptım; oyunu kuralına göre oynadım. Ailemin benden beklediklerini, sorumluluklarımı fazlasıyla yerine getirdim. Derslerimi geçebilecek seviyede düzelttim. Kalan tüm vaktimi tiyatroya ayırdım. Artık meslek olarak seçmeye karar verdiğimde de para kazanabilmek için palyaçoluk, animatörlük yaptım ve TV programları hazırlamaya başladım. Bunlarla tiyatro sevdamı finanse edip ayaklarım üzerinde durmayı başardım.
Ödüllü bir tiyatro oyuncusu olmanın yanı sıra Seferihisar Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nda eğitmenlik ve yönetmenlik görevinizi sürdürmektesiniz. Bu oluşum nasıl hayata geçti? Şimdilerde tiyatro ekibiyle adından söz ettiren Ulamış Köyü’nde yaşayanların bu topluluğa yaklaşımları nasıldı?
Sayın Başkanım Tunç Soyer ile hayata geçti. Harika projesi Çocuk Belediyesi’nin ilk kursu, tiyatro kursuydu. Önce çocuklarla başlayan bu hikâye, onların zamanla büyümesi ile gençlik, sonra da yetişkinler ekibinin oluşmasını sağladı. Ardından Ürkmez Beldesi bizim ilçeye bağlanınca oradaki belediye binası, Gençlik Kültür Merkezi oldu. Oradaki çalışmalara kadın ağırlıklı katılımcılar olunca, kadın kimliğiyle kadın oyunları sergileyen bir ekibin oluşmasına neden oldu. Ardından Ulamış Köyümüz de çalışmalar başladı.10 yılın sonunda, 3 ayrı yerde 250 ye yakın katılımcıyla toplam 11 tiyatromuz oluştu. 2019 Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri’nden “Yılın En başarılı Anadolu Tiyatrosu Ödülü”nü kazandık. ODTÜ ve İzmir Uluslararası Tiyatro Festivallerine seçildik. Avrupa turnesi yaptık. Öğrencilerimiz konservatuarları kazandı; bazıları hâlâ okuyorlar bazıları ise mezun oldular.
Köylüleri tiyatro ile buluşturmak kolay olmadı. Bu alışma sürecinde öncelikle oynamaktan çok seyirci olarak katılım sağlamalarını istedik. İlk çalışmalara 6-7 kişi geldi. Eğlenceli geçen çalışmalar kısa sürede yayıldı ve sayımız artmaya başladı. Kahvenin önünden geçmeye bile çekinen kadınlar şimdi kahvede oynar oldular. Sayımız 30’u geçti.
Peki, tiyatro ile tanıştıktan sonra, artık birer oyuncu adayı olan öğrencilerinizin hayatlarında fiziksel ya da duygusal ne gibi değişiklikler oldu?
“Sanata dokunan ellerde kir barınmaz.” sloganıyla başladım her işime. Sanat daha duyarlı, vicdanlı, duygusal bireyler yaratıyordu. İnsanlığa fayda sağlayan, yaşamın her ögesine saygılı bireyler… Bu amaçla tiyatroyu amaç değil, araç olarak kullandım.
Tiyatro çocuklarda yaşamın bir provasına dönüştü. Öz güven, empati, algılarda gelişme, odaklanma, sanatsal kavrama başladı. Çekingenler sosyalleşti. Hiperaktifler durulmaya başladı. Hangi mesleği seçerlerse seçsinler, fark yaratan kaliteli bireyler oldular. Tiyatroyu meslek olarak seçenlere de destek olduk, konservatuar okudular. Yaşı ilerlemiş yaşamda inzivaya çekilmeye hazırlanmış insanlarımızda ise tiyatro; bir umut, yaşamlarında bir heyecan, bir mücadele başlattı. Ruhlarına, yaşamlarına can suyu verdi.
Hayallerinizi gerçekleştirebiliyor olmak yeterince tatmin edici olsa da siz bu durumun da bir adım ötesindesiniz. İnsanların hayatlarındaki olumlu değişimlerin mimarlardan biri olmak size nasıl hissettiriyor?
Çok çok iyi geliyor! Bunu bilmek, yaşamda buna dokunabilmek… Tiyatroyu herkesle, özellikle hiç bilmeyen, görmeyen, ulaşamayanlarla buluşturmak artık görevim oldu. Sabırla, sevgiyle, anlayışla onlara ulaşmaktan büyük keyif alıyorum. Hayattaki acı kayıplarımı da onlarla hafifletiyorum. Örneğin annemin yokluğunu kendi isteğimle gönüllü olarak CHP Narlıdere Kadın Kolları’nı 4 yıl çalıştırarak acımı giderdim. Sonra bitmek bilmeyen kadın sorunları benim öncelikli işlerimden oldu.
Düşlemek ve bu düşlerinizi gerçeğe dönüştürmek için çalışmak size ne ifade ediyor? Bu süreçteki hislerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Küçük yaşta keyif aldığınız, içine girebildiğiniz bir hedefiniz varsa yaydığınız enerji, düşlere odaklanmanızı sağlıyor ve bu yaydığınız tutku yolunuzu açıyor. Hiçbir zaman hedefimden sapmadım. Ailem, çevrem ve sevdiklerim çok mantıklı, gerçekçi uyarılarda bulundu. Ama ben biliyordum ki zevk aldığın bir yaşamın varsa aç kalmak, aç kalmak değildir. Ruhun besleniyorsa sağlığını da kaybetmezsin. Zevk alarak odaklanıp çalışıyorsan başarı kaçınılmazdır ve herkes sana iş imkânı verir. O yüzden hayatını sürdürecek geliri de standart yaşamı da elde edebilirsin. Benim için öyle oldu hiç sonucu parayı düşünmeden en zevk aldığım işi yapıp durdum. Bu hep takdir edildi, hep işler beni buldu. İş başvurum hiç olmamıştır hayatımda.
Hayallerinizi besleyen ya da hayallerinizi gerçekleştirme yolunda sizi motive eden bir film, şarkı ya da bir eser var mıdır?
Ben inanmak, hayal etmek, sıra dışı düşünmek ve yaşamak üzerine yapılmış filmleri çok severim. Patch Adams, Ölü Ozanlar Derneği, Robin Williams filmleri… Müzik olarak ise otantik müzikler her zaman etkilemiştir beni.
Hayallerimizi gerçekleştirmek için çıktığımız yolda, farklı nedenlerle motivasyon kaybı yaşayabiliyoruz. Peki, siz böyle dönemlerde yeniden gücünüzü toplamak ve motivasyonunuzu yükseltmek için hangi yöntemleri izliyorsunuz?
Sakin olmaya çalışıp biraz tiyatrodan uzaklaşıyorum; uzak yerlere gidip geziyorum. Dinlenmiş olarak dönüp daha sakin sabırlı bir şekilde olaylara yaklaşıyorum. Heyecanımı yakalamaya çalışıyorum. Bunu sağlamak için oyun okurum ve izlerim. Bu, her zaman beni heyecanlandırır ve aklıma yeni projeleri getirir.
Koşullar ne olursa olsun düşleyenlere ve düşlerini gerçekleştirmek için çalışanlara ne önerirsiniz?
Hedefe kilitlenin, kimseye kulak asmayın, hayal edin, evrenden hedefli-planlı hayallerinizi isteyin; o sizi gerçeklikleriyle buluşturur! Düşlemek başarmanın yarısıdır. Dünya gailesini alet etmeyin düşlerinize, hayalinizdeki duruma ve bundan alacağınız keyfe odaklanın. Sonuç değil, süreçtir huzurlu yaşamı getiren. Sonuç odaklı olmayın. Keyifle tüm enerjinizle yaptığınız işe odaklanın, sonucu da mükemmel olacaktır zaten…
Vedat Murat’ın Layık Görüldüğü Bazı Özel Ödüller
- 2009’da sergilediği gösteri ile Direklerarası Halk Jürisi’nden “Yılın Yenilikçi Tiyatro Ödülü”
- 2017’de Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri “En Başarılı Komedi Oyuncusu”
- 2019’da Bedia Muvahhit Tiyatro Ödülleri “Yılın En Başarılı Anadolu Tiyatrosu Ödülü” (Bu ödülü annesinin anısına yazıp yönettiği oyun ile Anneler Günü’nde almıştır.)
İzmir’i Hiç Terk Etmeden 30 Yıldır Tiyatro Yapan Vedat Murat Güzel’in Deneyimleri
- 12 yıldır İzmir Levanten Tiyatrosu’nu çalıştırıyor.
- 11 yıldır Seferihisar Belediye Tiyatrosu’nu çalıştırıyor.
- 5 yıldır Işıltılı Replikler Tiyatrosunu çalıştırıyor.
- 3 yıldır 118R Lions Tiyatrosu’nu çalıştırıyor.
- 3 yıldır Selçuk Celsus Tiyatrosu’nu çalıştırıyor.
- 13 yıl Narlıdere AKM’de yönetmenlik, oyunculuk yaptı.
- 12 yıl televizyonda çocuk programları hazırlayıp sundu.
- 1 yıl radyoda şiir programı yaptı.
- 9 yıl Çeşme’de çocuk, genç ve yetişkinlerle çalıştı.
- 20 yıl çeşitli özel okullarda anaokullarında çalıştı.
- Anı Tiyatrosu’nu kurup 3 yıl oyunculuk yaptı.